BAŞÖRTÜSÜ YASAĞI
FEYZ dergisinde (Aralık 2005) Merhum Üstad Cemil Meriç’in kızı Profesör Ümit Meriç hanımefendi ile yapılmış bir röportajı okudum. Hanımefendi başörtüsü ve tesettür konusunda şöyle diyor:
“Kıyamet niçin başörtüsü etrafında dönüyor?.. Çünkü başörtüsü kişilikli Müslüman duruşunun göstergesidir.
Başımı örtüyorum çünkü varım... Başımı örtüyorum, çünkü kulum... Başımı örtüyorum, çünkü kendime söz verdim... Başımı örtüyorum, çünkü Allah’a söz verdim...
Ha namusa uzanmış bir el, ha benim başörtüme uzanmış bir el, hiçbir fark yok.
Başımı örtmem hususunda Türkiye içi ve dışı hiçbir hukukî mercie başvurmak istemiyorum.İdam edilecek dahi olsam, bu yasağın karşısında dururum. Ben bu yasağı, yaşama hakkıma saygısızlık olarak görüyorum. Bunu kişilik haklarıma saldırı olarak görüyorum. Bu benim namusumdur. Bu bir kimliktir.”
Ümit hanımın yukarıdaki sözleri sıradan bir vatandaşın sözleri değildir. Profesör unvanına sahip değerli bir aydının sözleridir.
Başörtüsü meselesinin çeşitli boyutları vardır.