Zehirli | Konular | Kitaplar

abdestsizlik

İSTİBRA - MÜSLÜMAN ERKEKLERİN DİKKATİNE - BİLHASSA İMAMLARIN-

İSTİBRA USULÜ (Müslüman Erkegin Dikkatine)

Büyük ve küçük abdest yaptıktan sonra temizlenmektir. İdrardan ve necasetten temiz olma kurulanma demektir.

Erkegin istibra yapması farzdır .Kadında istibra icap etmez. İstibra yapmadan alınan bir abdestten sonra veya abdest alma esnasında çok azda olsa idrar damlası çıksa veya idrar mahallinde bir yaşlık görülürse abdest bozulur . Bu şekilde alınan abdestle yapılacak ibadetler geçersiz olur . Müslümanlar istibraya dikkat etmelidir. Bilhassa İMAMLAR bu duruma daha fazla ehemmiyet vermeli ; hem kendi , hem de cemaatin namazını ifsad etmemelidir .

İDRARDAN KORUNMAK :

Mushaf abdestsiz tutulabilir mi?

Sual: Bir müslüman Mushafı abdestsiz tutabilir mi?

CEVAP
Peygamber efendimiz, Bekara suresinin, (Hayzdan temizleninceye kadar kadınlarınıza yaklaşmayın) mealindeki 222. âyeti ile, Vakıa suresinin, (Kur’an-ı kerime temiz olanlardan başkası dokunamaz) mealindeki 79.âyet-i kerimesini açıklayarak buyuruyor ki:

(Kur'ana ancak hadesten [abdestsizlikten, cünüplükten, hayz ve nifastan] temiz olan el değdirebilir.) [Nesai, Hakim, Beyheki, Taberani, Darekutni]

(Hayzlı ve cünüp olan, Kur'andan bir şey okuyamaz.) [Tirmizi]
(Cünüp ile hayzlıya mescide girmek helal olmaz.) [İbni Mace]
(Hayzlı kadın namaz kılamaz.) [Ebu Davud]

Bütün fıkıh kitaplarında da Kur’an-ı kerime cünüp ve abdestsiz iken dokunulamayacağı, cünüpken de okunamayacağı bildiriliyor. Bu açık hükme rağmen, mezhepsizlerin sözüne kanarak, Allahü teâlânın emrine, Resulullah efendimizin ve Onun vârisi âlimlerin sözlerine aykırı olarak hayzlı ve nifaslı iken namaz kılan, Kur’ana cünüp dokunan veya cünüpken okuyanlara yazıklar olsun.

M.İslamoğlu'nun Abdest Konusundaki Fitnesi

Aşağıdaki makale Mustafa İslamoğlu isimli gazete yazarına aittir. Bunun cevabı altta verilmiştir.

Bilmez ki sorsun, sormaz ki bilsin!

Bugünkü yazımızı, cevabı herkesi ilgilendiren bir “soruya” ayırdık. Hayır hayır, bu bir “soru değil, bu bir “sorun!” Hem de çok ciddi ve adı: “Dini anlama sorunu.” Bu sorun, kimi zaman ortaya birden fazla “din” çıkarıyor ve insanlar “hangi dine” inanacağını şaşırıyor. (Siz ‘yanılmaz’ atalarını pazarlayanların dinine değil, kaynağı Kur’an olan Allah’ın dinine inanın.) Kimi zaman, Allah’ın kitabında yazmayan, Peygamber’in sünnetinde yer almayan “farzlar, haramlar” çıkarıyor.Düşünebiliyor musunuz; bu nevzuhur farzlardan Hz. Peygamber’in haberi yok! Bizim akıldanelerimizin bildiği bir “farz” düşünün ki, sahabe bilmiyor? Bir “farz” düşünün ki, müctehid imamların bu -sözümona- “farzdan” haberi yok! Güldünüz değil mi? Hayır, kimse gülmesin; çünkü kendisi gülünç durumda olanların başkalarına gülme hakkı yoktur ve şu an kendini çok dindar sananların dinleriyle ilgisi hurafe düzeyinde, bilgisi ise efsane niteliğindedir. İnsanlar ibadetleri âdetleştirince âdetleri de ibadetleştirdiler.

Bu satırları sert bulmayın lütfen; imamların birçoğuna göre “mukallid”in tarifi şudur: “Amellerini delilleriyle birlikte bilip, o delilleri değerlendirmede mezhep imamının ictihadını benimseyen kimse.”

M.İslamoğlu'nun Abdestsizlik Fitnesi Üzerine

“Müslüman Aklının Yeniden İnşâsı”nda Abdestsizliğin Rolü!*

Her şey, Ahmed Şahin Bey’in Zaman gazetesindeki sütûnunda, bir okurunun suâline verdiği cevâb ile başladı. İş bu cevâbında Ahmed Bey bir okuyucusunun “dînî kitaplara abdestli dokunulup dokunulamayacağı”na dâir bir suâlini ele almakta ve, hülâsaten, mezkûr kitapların âyet-i kerîme bulunan kısımlarına dokunulmamak kaydıyla bunun olabileceğini, bunların okunabileceğini ama Kur’ân-ı Kerîm’i ele almak için abdestli olmanın farz olduğunu; hiç de abdestsiz mezhepsizlere değinmeden, onlara sövmeden, gâyet halîm selîm bir sûrette beyân etmekteydi![1]

Fakat gelin görün ki buna rağmen mevzûbahis mes’ele, “Müslüman aklını yeniden inşâ etme”(!) heveskârı bir neo-müctehidin pek derin bir karın ağrısının yeniden depreşmesine neden olur! Öyle ki bu zât, Ahmed Bey’in mezkûr yazısının kendilerine jurnallenmesi üzerine hemen kaleme sarılır ve “tezgâhında mezhep satan”, “mezhepsizlik edebiyatı” yapan “utanmaz”, “şarlatan” “mezhepciler”den başlar da, “tulumbacı takımı”nın H.Karaman gibilerine tahammül edemeyip bunların tepesine iftira küfelerini boca etmek sûretiyle nasıl milyonlarca “müctehid” taslağının doğuşuna neden olduklarından[2] çıkar da nihâyet sadede gelir![3] Ve “ümmetin en büyük problemi olan anlama problemi”ni(!) çözmüş bu neo-müctehid “derin bir tefakkuh” ile sorar: “Kur’an okurken abdest almak farzdır” öyle mi?!”[4] Sorar sormasına da biz de; semantik parçalayan, müteşâir, edîb, muhakkik, müdekkik, müverrih vs. sıfatları hâiz bir “müctehid”den (!) nasıl olmuş da böyle bir suâl sâdır olmuş diye taaccüb ederiz?![5]