Zehirli | Konular | Kitaplar

tarihselcilik

KÜFRÜN İSLAM'I ÇÖKERTME PLANI

Etrafımız “ Medeniyet”in defnedildiği makberlerle çevrili. Taftazaniler, Ebussuudlar dünyamızdan çekileli hayli zaman oldu. İlim meclislerinde derinlik, edebiyat oturumlarında lezzet kalmadı. Ne ilimde ne de aksiyonda İslam’ı temsil kabiliyetine sahibiz.
Kur’an imamesine bağlı “ nizam taneleri” bir bir koparıldı. “Kitap” tan uzaklaştıkça “yeksenak” duruşumuz kayboldu. Rekaket önce ilimde başladı. Sonra dinin muhkem kaleleri olan mezhepler tenkit edildi. Onlarda gedikler açılınca hedefe Sünnet alındı. Şimdilerde ise tarihselcilik belası ile Kur’an’ı Kerim buharlaştırılmak isteniyor. Kurgusu oryantalizme ait olan İslam’ı çökertme planı Tanzimat’tan günümüze kadar bu şekilde sahnelendi.

Hadiseyi somut bir örnek çerçevesinde tevsik edelim: Hintli bir Abdullah Çekralevi ( ö.1914) vardı. Nezir Hüseyin Dehlevi’den dersler almış, sıkı bir “ Ehl-i Hadis” ekolü bağlısı olarak yetişmişti. Yani ilk planda sadece mezheplerin münkiriydi.Kur’an ve Sünnet’ten başka otorite tanımazdı. Hadis müdafaası adına yıllarca mezheplerle savaşmıştı.

KUR'AN-I MÜBİN'İ PROTESTANCA OKUMAK

Zaman ve mekan üstü duruşuyla bütün insanlığa konuşan, her devrin inşasına etkin olarak katılan ve müminlerinden her halükarda ahkamının tatbik edilmesini talep eden Kur?an?ı Kerim?in Arapça ve ilk muhataplarının Arap olması, Allah Rasulü?nün (s.a.v.) Kur?ani hükümleri tekit ve tebyin noktasındaki ifade ve aksiyonları, Onun ne olduğu ve niçin gönderildiği noktasındaki muhtemel anlaşılma problemlerini bütünüyle izale etmiştir.

Efendimiz?in (s.a.v.) bütün zamanların en hayırlı nesli olarak nitelediği Ashabın[1] selüki bir Arapça?ya ve muhkem bir imana sahip olmaları Kur?an?ı doğru anlayış usulunu şifahi olarak yaşatmalarına ve kendilerinden sonraki kuşaklara aktarmalarına yardımcı olmuştur. Bu aktarış İslam?ın ilk yıllarındaki muhtemel ladini tefsir anlayışlarının da önünü kapatmıştır.

İslam coğrafyasının Tabiin devrinde hızlı bir şekilde genişlemesi ve buna paralel olarak farklı din, dil, örf ve kültüre sahip milletleri içine alması, Arap dilinin saf yapısının bozulmasına yol açtı. Dilin aslında mündemiç olan sarf ve nahiv kaidelerine dikkat edilmez oldu.