Zehirli | Konular | Kitaplar

fitne

Okuyucu Soruları 2 Darb ve Recm 2

"Darabe" fiilinin "çok anlamlı" bir fiil olduğu doğrudur. Kur'an'da muhtelif kipleriyle 59 yerde geçen bu kelimenin, geçtiği yerlerde bağlama göre farklı anlamlar ifade ettiği de doğrudur. Ancak bu, mezkûr kelimenin geçtiği her bir yerde ifade ettiği anlamın "kafamıza göre" tayin edilebileceği anlamına gelmez.

Soru metninde Prof. Dr. Mehmet Dağ'a atfen yer verilen tesbit gerçeği ifade etmektedir. Sadece "darabe" fiili değil, Arapça'daki kelimelerin hemen tamamı, farklı edatlara veya mef'ullere/tümleçlere göre farklı anlamlar ifade eder. Bunların kimi hakikat, kimi mecazdır.

Birkaç örnek:

İLK FİTNE VE MUHAREBELER


Ahmet Cevdet Paşa diyor ki:
Eshab-ı kirama düşman olmak fitnesini ilk ortaya çıkaran (Abdullah bin Sebe) isminde Yemenli bir Yahudidir. Bu Yahudi, Müslüman görünerek önce Basra’ya geldi. “İsa tekrar dünyaya gelecek de, Muhammed gelmez mi? O da gelecek, Ali ile birlikte dünyayı küfürden kurtaracak. Hilafet Ali’nin hakkı idi. Üç Halife, Onun hakkını elinden zorla aldı” diyordu. Basra’dan kovuldu. Kufe’ye gelip, halkı kışkırtmaya başladı. Buradan da kovuldu. Şam’a geldi. Şam’da da yüz bulamayınca Mısır’a kaçtı. Mısır’da, kendisini Ehl-i beytin aşığı olarak tanıtarak, Halid bin Mülcim, Sudan bin Hamran, Gafıki bin Harp ve Kinane bin Bişr gibi soysuz, azılı haydutları etrafına topladı.

“Ali’ye uymayanlara düşman olmak lazım” ve kendisine inananlara da, “Peygamberden sonra, en üstün Ali’dir” diyordu. Sözlerine inandırmak için, âyetlere yanlış manalar veriyor, hadis uyduruyordu. “Peygamber kendinden sonra Ali’nin halife olmasını emretti. Eshab, Peygamberi dinlemedi, dünya çıkarları için, dinlerini terk ettiler” diyordu. Bu sırları herkese açmayın, diye de tembih ediyordu. (Ben şan ve şöhreti sevmem. Tek maksadım, size doğru yolu bildirmektir) diyordu. Böylece Hazret-i Osman’ın şehit edilmesine sebep oldu. Sonra, Hazret-i Ali’nin askerleri arasına, üç Halifenin düşmanlığını yaydı..

MÜNAFIKLARIN ÖZELLİKLERİ

Ki (bunlar) Allah'ın ahdini, onu kesin olarak onayladıktan sonra bozarlar, Allah'ın kendisiyle birleştirilmesini emrettiği şeyi keserler ve yeryüzünde bozgunculuk çıkarırlar. Kayba uğrayanlar, işte bunlardır. (Bakara Suresi, 27)

Münafığın kelime anlamı 'karışıklık ve bozgunculuk çıkaran'dır. İçinde bulundukları mümin topluluğun arasına giriş sebepleri de, asıl olarak budur. Yaptıklarında kararlıdırlar. Her fırsatta müminlerin düzenine karşı bir hareket yapmayı adeta görev edinmişlerdir. Mümin olmadıkları halde kendilerini mümin gibi göstermeye ve bu sayede onların imkanlarından faydalanmaya çalışan münafıklar, başlarına bir zorluk veya sıkıntı geldiğinde hemen onlardan ayrılır ve karşı cepheye geçerler; gerçek karakterleri ancak zor zamanlarda ortaya çıkar. Bu durum, müminlerin yanında, menfaatleri doğrultusunda kaldıklarının açık bir göstergesidir. Bu karakterin Kuran ayetleri ile tanıtılmış yüzlerce özelliği vardır. Yalnız münafık karakterini tanımak için, öncelikle Allah'a olan inançlarını bilmek gerekmektedir.

ALLAH'A VE AHİRETE İNANÇLARI YÜZEYSELDİR

Dünyanın neresinde yaşarsa yaşasın her insan, Allah'a iman etmekle, O'nu tek olarak ilah edinmekle ve O'na ibadet etmekle yükümlüdür. Bundan dolayı da, Allah'ın sözü olan Kuran'a ihtiyacı vardır.

İslamda İlk Fitne

İmâm-ı Rabbânî Müceddîd-i elf-i sânî şeyh Ahmed-i Fârûkî Serhendînin Mektûbâtından, ikinci cildin otuzaltıncı mektûbu, Eshâb-ı kirâmın büyüklüğünü ve Ehl-i sünnet mezhebi ile diğer bozuk mezheplerin Eshâb-ı kirâm hakkındaki sözlerini bildirmektedir. İslâmiyette ilk kopan fitnenin şî'îlik olduğunu ve Ehl-i sünnet mezhebinin şî'îler gibi taşkınlık yapmadığını, Hâricîler gibi de, câhillik ve kısa görüşlülük yolunu tutmadığını göstermektedir ve Resûlullah efendimizin Ehl-i beytini medh eylemektedir.

Bu mektûbumu yazmaya Besmele okuyarak başlıyorum. Allahü teâlâya hamd olsun! Onun sevgili Peygamberine salât ve selâm olsun! O yüce Peygamberin Ehl-i beytine ve Eshâbının hepsine ve bütün müminlere bizden iyi duâlar olsun!

Doğru yolda gidenleri sevmek, onlarla tanışmak ve görüşmek ve onlar gibi olmaya özenmek ve o büyüklerin sözlerini işitmek ve kitaplarını okumak, Allahü teâlânın nîmetlerinin en büyüklerindendir ve Onun ihsânlarının en kıymetlilerindendir. Muhbir-i sâdık, yâni hep doğru söyleyici olan Muhammed aleyhisselâm, (Elmer'ü me'a men ehabbe) buyurdu. Yâni, kişi, dünyada ve âhırette sevdiği ile berâber olur. Bunun için din büyüklerini seven kimse, onlar ile berâber olur.

İslamiyet teröre karşıdır

Gazetelerdeki haber şöyle idi: Kuracağı örgüte finansman sağlamak için banka soyan Dr. Hakan İnce, 'Her şeyi göze almıştım, karşı koyanı vuracaktım'dedi. Yaptığı banka soygunlarından sonra yakalanınca, "Seyyit Kutub'un felsefesini Türkiye'ye yerleştirmek istiyoruz" dedi. (Milliyet 3.4.2002)

Din ve toplum üzerinde araştırmalar yapan Fransız Prof. Jacques Rollet diyor ki:
İslamiyette şiddet yok. Teröristler, İbni Teymiyye'nin fikirlerini referans alıp, yörüngelerini buna göre çizen Hasan El-Benna, S. Kutub, Mevdudi gibi insanların fikirlerini pratiğe döktüler ve bugünkü radikal gruplar oluştu.
(28.9.2001 tarihli Gazeteler)

Fitnelerden uzak durmalıdır

Ahmet Cevdet Paşa diyor ki: Eshab-ı kirama düşman olmak fitnesini ilk ortaya çıkaran (Abdullah bin Sebe) isminde Yemenli bir Yahudidir. Bu Yahudi, Müslüman görünerek önce Basra'ya geldi. "İsa tekrar dünyaya gelecek de, Muhammed gelmez mi? O da gelecek, Ali ile birlikte dünyayı küfürden kurtaracak. Hilafet Ali'nin hakkı idi. Üç Halife, Onun hakkını elinden zorla aldı" diyordu. Basra'dan kovuldu. Kufe'ye gelip, halkı kışkırtmaya başladı. Buradan da kovuldu. Şam'a geldi. Şam'da da yüz bulamayınca Mısır'a kaçtı. Mısır'da, kendisini Ehl-i beytin aşıkı olarak tanıtarak, Halid bin Mülcim, Sudan bin Hamran, Gafıki bin Harp ve Kinane bin Bişr gibi soysuz, azılı haydutları etrafına topladı.

Haramların Helal Sayılması

Günümüzde fuhuş, kumar, içki, faiz, rüşvet gibi birçok fiil, haram olmalarına rağmen halkın büyük bir çoğunluğu tarafından ve giderek artan bir oranda işlenmektedir. Üstelik bu haramları işleyenler övülmekte ve teşvik edilmekte, işlemeyenler ise yerilmekte ve aşağılanmaktadır. Yapılan istatistikler ise bu konudaki sayının giderek arttığını göstermektedir. Son birkaç on yıl içinde son derece yaygın bir hale gelmiş bu sınır tanımayan, helali, haramı umursamayan, her türlü azgınlığı mubah sayan yaşam tarzı hadislerde tarif edilen ortamı çok açık bir şekilde yansıtmaktadır. Hz. Mehdi'nin çıkış habercisi olan bu karanlık ortam hadislerde şöyle tarif edilir:

Dünyanın Her Yerini Karışıklık ve Kargaşaların Kaplaması

Dünya herc-ü merc* içinde kaldığında, fitneler zuhur ettiğinde, yollar kesildiğinde, bazıları bazısına hücum ettiğinde, büyük küçüğe merhamet etmediği, büyüğe vakarlı davranmadığında Allah, bu sırada onlardan adavetin (düşmanlığın) kökünü kazıyarak dalalet kalelerini fethedecek ve evvelce benim ayakta tuttuğum gibi, ahir zamanında dini ayakta tutacak, önceden zulümle dolu olan dünyayı adaletle dolduracak birini (Mehdi) gönderecektir. (Kitab-ül Burhan Fi Alameti-il Mehdiyy-il Ahir Zaman)

* Herc-ü Merc: İnsanlar arasında meydana gelen fitne, fesat, darmadağınık, karmaşık, allak bullak ortam.

Hz. Mehdi’nin Çıkışından Önce Yaygın Katliamlar Meydana Gelir

Hadislerde Hz. Mehdi'nin çıkışından önce dünyanın büyük çoğunluğunu etkisi altına alan şiddet ve kargaşanın yaşanacağı, çok kan döküleceği bildirilmektedir:

Şu hadiseler meydana gelmedikçe kıyamet kopmayacaktır… Ölümler ve katliamlar yaygın hale gelecek… (Camiü's-Sagir, 3:211, Müsned, 2:492, 4:391, 392)

Şevval'de savaş naraları, Zilhicce'de harb ve kıtal olur. Yine Zilhicce'de hacılar talana uğrar, hatta caddeler kandan geçilmez olur... Hercümerc (kan dökme) çoğalarak devam eder.

(Ali Bin Hüsameddin El Muttaki, Celaleddin Suyuti'nin Tasnifinden Hadisler – Ahir Zaman Mehdisinin Alametleri, Kahraman Neşriyat, sf. 37)

Abdullah bin Sebe kimdir?

Müslümanlar arasında Eshab-ı kiram düşmanlığını ilk aşılayan Yahudi dönmesi Abdullah bin Sebedir, “Sebeiyye” denilen sapık yolun kurucusudur.

İÇ FİTNE

(Değerli İlâhiyatçı Muharrir Ahmed Selâmi TOSCUOĞLU’NUN Çorum’da verdiği İÇ FİTNE isimli konferansın özeti şöyledir) :

RAMAZAN BAHANE, FİTNE FESAD ŞAHANE

Kelimeler, tohumluk buğdaylar gibidir. Tohumluk buğdaylar ise tarlaya zehirlenerek/ilaçlanarak atılır. Hased, fitne ve fesat tohumları da böyledir. Açıkta kalan zehirli buğdaylar uçan kuşların düşmanıdır.

Selman Rüsdi'lige heveslenmek

Sayin Yazar Mehmet Niyazi Özdemir geçen hafta henüz anlatmisti:

-Televizyonda Yasar Nuri Öztürk'ü dinliyordum. Seyircinin biri programa telefonla katilarak Yasar Nuri'yi "sen ne konusuyorsun; ilahiyat hocasisin ama namaz bile kilmiyorsun?!" diye payladi. Verilen cevap insanin ar damarini çatlatacak cinstendi "ben namaz kiliyorum ama sizin gibi Emevi ve Osmanli namazi kilmiyorum!"