Zehirli | Konular | Kitaplar

Muharref İnciller ve Komünizm

Bazı araştırmacılar, yukarıda nakledilen İncil pasajlarına dayanarak, Hristiyanlığın başlangıcında özel mülkiyetin olmadığını, Hz. İsa'nın etrafında toplanan ilk certaatte ve ondan sonra Kudüs'de meydana gelen Hristiyan cemaatinde özel mülkiyet yerine, bir çeşit komünist ilkelerin uygulandığı ve ortak mülkiyet esasına dayanan bir yapının var olduğunu söylemektedirler. E. Renan'a göre Hz. İsa, Hristiyanlara sürekli olarak ellerinde, avuçlarında ne varsa hepsini satarak fakirlere dağıtmalarını, dünyada mal biriktirmemelerini telkin etmiş, esas servetin ahiret serveti olduğunu onlara hatırlatmıştır. Ona göre Hristiyanlık, iyi edicilerin, manastır hayatı yaşamaları esasına dayanan Yahudi tarikatlerin izinde yürümekten başka birşey değildi. Hristiyanlığın taklit ettiği ve Ferrisî ve Sadukîlerin kötü gözle baktıkları bu Yahudi tarikatlerinde komünizmin, ortak mülkiyet gibi bazı prensipleri görülüyordu. A. Toynbee'ye göre, komünizmin menşei bu Yahudi-Hristiyan geleneğe dayanmaktadır. Renan ve Toynbee'ye göre Marksizmin ve Komünizmin kaynaklarından biri de Kitâb-ı Mukaddes olmaktadır. Karl Marks'ın diyalektik materyalizmi ile Hristiyanlığın temel ilkelerinin birbirine zıt görünmesi, komünizmin temelde bu dine dayanıyor olmasına engel teşkil etmemektedir.

Bazı Hristiyan araştırmacılara göre Kudüs'teki ilk Hristiyan Kilisesi, zorunlu olarak komünist prensipleri uygulamıştır. Bu durumu, bazı Hristiyan müelliflerin eserlerinde itiraf ettiklerini görmekteyiz. Mesela Hristiyan Arap müellif Habib Said, Hristiyanlık-Sosyalizm ilişkisi konusunda şunları söylemektedir: "Hristiyanlığın ilk dönemlerinde Sosyalizmin izlerini görmek mümkündür. Sosyalist fikirler, bir dönem için ilk Hristiyanlarda kendini göstermiştir.

Kitâb-ı Mukaddes onlar için 'Onlar arasında herşey ortaktı' demektedir. Hristiyanlığa ilk girenler, dünyayı tamamen terk etmekte, bütün varlıklarını Resullerin ayaklarına sermekte idiler. Bunlar, kendilerine ortak maldan ne veriliyorsa onunla iktifa ediyorlardı. Ancak Hristiyanlığm gelişmesi ve Hristiyanların sayılarının artması ile birlikte Sosyalist uygulama terkedildi. Bunun terkedilmesi de iyi oldu. Çünkü bu iş, Resullerin ellerinde böyle devam etse idi, Hristiyanlar arasında insan tabiatının gereği olarak bir takım karışıklıklar meydana gelebilecekti. İlk Hristiyan cemaatinde kısa bir süre uygulanan komünist ilkeler, daha sonra terkedilmiş ve bu dine girenlere mal ve mülklerini koruma, miras yolu ile bu mallarını yakınlarına intikal ettirme, kazandıklarını kendi özel servetlerine katma gibi haklar tanınmıştır ".

Komünizmin dinlere ve demokrasiye karşı olduğu ve hedefinin her şeyden önce bunları yıkmak olduğunu belirten bazı araştırmacılar, komünizme karşı en etkili silahın Hristiyanlık olduğunu söyleyerek, Allah'a inanmanın her türlü diktatörlüğün önüne set çektiğini, dolayısı ile Hristiyanlığm komünizme engel olduğunu ileri sürmektedirler.

Bugün dünyada cereyan eden bazı olayları incelediğimiz zaman ilk anda anlaşılması çok zor ve karmaşık hadiselere şahit olmaktayız. Bir tarafta ilk dönemlerinde komünizmin bazı ilkelerini uyguladığı halde şimdi komünizme karşı şiddetli bir mücadele sürdüren Avrupa Hristiyanlığı, öbür tarafta dini afyon olarak kabul eden komünist gerillalar arasında görülen Hristiyan rahipler. Bu açık çelişkiyi anlayabilmek için Hristiyanlığm kutsal kitabı Kitâb-ı Mukaddesi iyice tetkik etmek gerekir. Eski ve Yeni Ahitte, özel ve kamu mülkiyeti ile ilgili olarak yer alan bölümlerin iyice araştırılması, başlangıcından itibaren Hristiyanlık tarihinin iyice tetkik edilmesi, bugünkü dünya olaylarının perde arkasındaki gerçeklerin anlaşılmasına yardım edecektir. Bizim inancımıza göre yirminci yüzyılda komünizm ile Hristiyanlığın çatışması, dışa ters olarak yansıyan bir olaydır. Esas itibariyle komünizm ile Yahudilik ve Hristiyanlık arasında temele inen bir birlik ve ilişki söz konusudur.

Burada başka bir noktayı daha belirtmekte fayda vardır. Bazı araştırmacılar tarafından tarih boyunca var olduğu ileri sürülen Hristiyan-Yahudi çatışması da ekrana yanlış yansıyan bir görüntü durumundadır. Hristiyan araştırmacı Shailer Mathews, bu konuda şunları söylemektedir: "Ortada yanlış anlaşılan bir durum vardır. Bu durum, Hristiyanlığm bütünü ile Yahudiliğe karşı olduğu düşüncesidir; bu düşünce yanlıştır. Çünkü şöyle veya böyle Hristiyanlık, birçok noktada Yahudiliğe bağlı bir dindir".

Hristiyanlığm, komünizm ve Yahudilikle çatışması bize göre biraz önce belirttiğimiz gibi ters bir yansımadan ibarettir. Tarih boyunca aralarında pekçok mücadele ve olaylar geçtiği sürekli olarak tekrar edilmesine rağmen, şu anda dünya Yahudiliğinin merkezi olan İsrail'i, yaptığı en zalimane vahşetlerde bile Hristiyan Batı dünyası bütün gücü ile desteklemektedir. Bugün Hristiyanlar, niçin İsrail'in yaptığı herşeyi kayıtsız şartsız desteklemektedirler? Hristiyanların İsraile kayıtsız şartsız destek vermesini sağlayan en önemli şey, her iki tarafın da aynı kutsal kitaba inanmasıdır. Daha önce belirtildiği üzere Hristiyanlar, Yahudilerin kutsal kitabı Ta-nah'ı, Eski Ahit adı ile kabul edip benimsemektedirler. İşte bu ortaklık, günümüzde dünya siyasetini etkilemektedir.

Dünyada bugün hayretle seyrettiğimiz hadiselerden biri de Doğu Blokunda komünizmin birdenbire çökmesidir. Bu ani çöküşün arkasında bizim göremediğimiz bazı gerçekler vardır. Halkı Hristiyan olmayan ülkeler, komünizmin boyunduruğu altından kurtulmak istedikleri zaman, o ülkelerin komünist idarecileri, bu istekleri yüzbinlerce insanı acımasızca öldürmek sureti ile zalimce bastırdıkları halde, halkı Hristiyan olan ülkeler komünizmden kurtulmak istedikleri zaman, onların bu isteklerine aynı metodlarla cevap verilmemiştir. Doğu Avrupada halkı Hristiyan olan ülkeler, kolayca komünizmin pençesinden kurtulmayı başarmışlar ve bu esnada buralarda hiç kan dökülmemiştir. Vietnam ve Kamboçya olayları, 1989 yılında komünist Çin'de meydana gelen ayaklanma ve bu ayaklanmanın onbinlerce insanın ölümü ile sonuçlanması, Kuzey Kore'nin bir türlü Güney Kore ile birleşememesi vb. olaylar, hep gözümüzün önünde cereyan eden hadiselerdir.

Eski Sovyetler Birliğinde başgösteren bağımsızlık hareketleri içinde, sadece Azerbaycan ve Tacikistan'da meydana gelen ayaklanmaların en insafsız metodlarla bastırılması, bağımsızlığını kazanan Türk Cumhuriyetlerinin hemen hepsinde komünist dönemdeki idarecilerin, yani eski komünistlerin iktidara gelmesi, hep yukardaki hükmümüzü doğru lar niteliktedir. Saydığımız bu yerlerdeki insanların, komünizmden kurtulma istekleri en zalimce ve en acımasız metodlarla bastırıldığı halde, Doğu Blokunda yer alan ülkelerde tek bir kurşun dahi atılmadan, birkaç gösteri ile komünist idareciler kendiliklerinden tıpış tıpış görevi terkedip gitmişlerdir. Müslüman Azerbaycan'ın bağımsızlık isteği, dünyanın da şahit olduğu şekilde en gaddar ve zalim usullerle Sovyetler Birliği tarafından bastırıldığı halde, aynı isteklerle ayaklanan Baltık ülkelerine ve özellikle Ermenistan'a bir fiske dahi vurulmayısın arkasındaki gerçek nedir?

Çünkü bu ülkelerin halkları Hristiyandırlar. Özellikle Ermeniler, tarihte ilk Hristiyan olan millet kabul edildikleri için Hristiyan dünyasında ayrı bir yere ve öneme sahipdirler, bunu daha önce de belirtmiştik. Komünist yönetimler, Hristiyanlara karşı son derece müşfik davranmaktadırlar. Şayet bu şefkati göstermeyen bir komünist idareci çıkarsa, onun sonu Romanya'daki Çavuşesku'nun akibetine döner. Azerbaycan'da eski komünistlerden olmayan Elçibey yönetiminin hemen tepetaklak edilip devrilmesinin sebebi nedir? Çünkü halkı Hristiyan olmayan Azerbaycan'ın demokrasiyi yaşamaya hakkı yoktur.

Yapılacak ciddi bir araştırma, Marks ve Lenin devrinden itibaren komünizmin, Yahudulikten ve Hristiyanlıktan ilham aldığını ortaya koyacaktır. Dini reddedişinin dışında komünizm, bazı temel prensiplerini Hristiyanlık ve Yahudilikten almıştır. Bu hususta daha önce incillerden vermiş olduğumuz örneklere ilâve olarak.Tevrattan da misaller verebiliriz. Yahudilerin kutsal kitabı Tevratta da komünizme temel teşkil ede-çek hükümler tesbit ediyoruz. Tevrata göre Hz.Musa, Tur-ı Sina'da Allah ile konuşurken, Allah (C.C.), Hz. Musa'ya şöyle seslenmiştir: "Ve yer daimî surette satılmayacaktır; çünkü yer benimdir". Tevratta yer alan bu hüküm, ortak mülkiyeti emretmekte ve özel mülkiyeti ortadan kaldırmaktadır. Komünizmin, özel mülkiyeti reddederken ilham kaynağı, muhtemelen Teyratta yer alan bu hüküm olmuştur.

Yahudiliğin kutsal kitaplarında komünist uygulamalara temel teşkil eden daha başka hükümler de vardır. Ayrıca başta Karl Marks olmak üzere komünist teorisyenlerin büyük bir çoğunluğunun Yahudi asıllı olması da tesadüf olarak izah edilemez. Filistin'de İsrail devleti kurulduktan sonra iktidara gelen İsrail İşçi Partisi, bu ülkede eski Sovyetler Birliği'ndeki Kolhozlara benzeyen Kibutzları kurmuş ve kısmen komünist bir sistem uygulamaya çalışmıştır. İşçi Partisinin uygulamış olduğu bu sistemden rahatsızlık duyan pekçok Yahudi göçmen, geldikleri ülkelere geri dönmek için çaba sarfetmişlerdir. Yahudilerle komünistler, Hristiyanlarla komünistler daima, üstü örtülü, görülmeyen, gizli bir diyalog içinde olmuşlardır.


1 yorum

inciller ve komünizm

kominizmin hıristiyanlıktan çıktığını söylemek onun adaletsizliğin, eşitsizliğin düşmanı olduğunu gözden kaçırmak felsefi içeriğini bir kenara itmek demek değil midir? komünist düşüncenin demokrasinin karşısında olduğunu yazmışsınız.demokrasi dediğiniz şeyin tanımını nasıl yapıyorsunuz. hangi hıristiyan olan ve olmayan ülkede gerçekten demokrasi uygulanıyor.sizce müslüman olan hangi ülke de insan özgür iradesiyle dinini inancını seçiyor. secemiyorsa demokrasimi var demektir? siz doğru düzgün uygulanamayan kömünizmin demokrasiye karşı olduğunu söylüyorsunuz.paratikte yanlış uygulamaları yüzünden, iktidar hırsları yüzünden insanlar öldürülmüş elbette kınanacak bir şey. ama bu teorinin insan iradesine hakim olamamasından kaynaklanıyor, yanlış insanların elinde yanlış sonuçlar vermiştir.bu teorinin kötü olmasından değil insanın egemenlik hırsından kaynaklanıyor. Yahudi kökenli bir filozoftan böylesi bir fikrin çıkıyor olması kominizmin özel mülkiyet karşıtı olduğunu ve bunun insanlar arasında eşitsizliğe yol açaçağını dile getirmek neden sorunlu olsun ki? böylesi düşünceler koplo teorileri üretmekten, insanların arasına fitne fesat karıştırmaktan başka bir işe yaramaz kanımca.aslında komünizmin özel mülkiyete değilde ortak mülkiyete dayandığını ve bunun aslında hıristiyanlığın eski şekilinde de yer aldığını söylüyor olmanız olumlu olarak yansımakla birlikte siz bunun olumlu yanını görmeyi reddediyor ve ısrarla komünizmin ne terbat bir şey olduğunu başka biçimlerde ifade ediyorsunuz.
ayrıca yazınızda belirtiğiniz ve açıkcası anlamdığım bir konuyuda açıklarsanız sevinirim. soyalist düşüncenin hıristiyanlar arasıdna terk edilmesini olumlu karşılamış ve eğer böylesi bir terk edişin olmaması halinde karışıklığa yol acacağını çünkü insan tabiatına aykırı olduğunu yazmışsınız.bu nasıl bir karışıklık ve varolan insan tabiatı nedir.

10.09.2007 - pelin