Zehirli | Konular | Kitaplar

Vay anasını sayın seyirciler!

Yurt içinde seçim öncesi “Bu arada kimi karalasam üstüne yapışır, ne atsam kârdır” anlayışıyla sorumsuz açıklamalar izlerken yurt dışından gelen “müthiş (!) Türk” örneği ile sarsıldık.

Ben yıllardır yakından izleyenlerden olduğum için geçirdiğim sarsıntı nispeten daha hafifti ama ne yalan söyleyeyim yine de bu kadarını tahmin etmek zordu.

ABD’de Türkiye aleyhine kıyasıya çalışan Ermeni diasporasının merkez üssü sayılabilecek bir üniversitede; Minnesota’da onlarla pek yakın bir çalışma yürüten, diasporanın hazırladığı konferanslarda onlarla birlikte “Türkiye’nin Ermeni soykırımı”nı (!) anlatan konuşmalar yapan, kitaplar yazan Taner Akçam takdire şayan (!) yepyeni bir olaya imza atmış.

Uzun yıllardır “Holdwater” takma adıyla ve muhteşem bir İngilizce’yle “Tallarmeniantale” isimli sitede Türkiye aleyhtarı çalışmaları günışığına çıkaran ve kimliğini de kimsenin bilmediği kişinin Murad Gümen isimli bir Türk olduğunu açıklamış.

Buna neden olarak “Gümen’in kendisinin terörist olduğu konusunda Amerikan yetkililerine dilekçe vermesini” göstermiş ama bunun ne derece doğru olduğu bilinmiyor. Murad Gümen ise çok haklı olarak ismini gizlemesine ABD’li ünlü tarihçi Stanford Shaw’a Ermeniler tarafından yapılanların neden olduğunu açıklamış.

Biliyorsunuz Stanford Shaw evi kundaklanıp ailesi tehdit edildiği için kendi ülkesini terk ederek Türkiye’ye yerleşmiş, işine Bilkent Üniversitesi’nde devam etmiş ve soykırım yalanı konusunda Türkiye’nin kendi tarihçilerinin yapmadığı şekilde tarihî gerçekleri anlatmayı son nefesine kadar sürdürmüştü.

Amerika’da olup da “Türkler soykırım yapmamıştır” dediği için tehditle, saldırıyla susturulmaya çalışılan tek tarihçi de o değildi. Aynı olayları yaşadığını Prof. Justin Mc. Carthy’den de dinleyebilirsiniz.

Yıllar önce ABD’de toplanarak “Türkiye’nin soykırım yapmadığını” açıklayan 50’ye yakın dünya tarihçisinin hepsi zaman içinde benzer olaylarla susturulmuş, bu açıklamanın tekrarlanmaması sağlanmıştı.

“Holdwater” ise Ermeni diasporasının “kimliğini bilmedikleri için” yazılarını durduramadığı en güçlü Türk tezi savunucusuydu. Türkiye’den ABD’ye giderek orada aleyhte faaliyet gösteren “öğretim görevlileri”nin ve diasporanın yaptığı her faaliyeti adım adım izliyor ve kusursuz şekilde sitesinde anlatıyordu.

Taner Akçam’ın ismini deşifre etmesinden sonra o da Stanford Shaw ve diğerleri gibi hedef haline gelmiş oldu. Doğrusu Taner Akçam bu son faaliyetiyle de “Türklerin kendi kalesine” esaslı bir gol atılmasını sağladı. Tebrik etmek lâzım.

Sanıyorum Ermeni lobisiyle birlikte faaliyet gösteren, onların sitelerinde, “yahoo group”larında Türkiye aleyhine yazışmalar yapan bazı Türk akademisyenler duruma en az o lobi kadar sevinmişlerdir.

Internet sitelerinde ismini gizleyerek haksız saldırılar yapılmasına ben de karşıyım ama “Holdwater” sitesinde bir hedef gösterme yoktu. Sadece kimlerin, nerelerde hangi faaliyetleri gösterdikleri yalanlanamayacak şekilde anlatılıyordu.

Taner Akçam ve diğer anlatılanlar şimdi ismi biliyorlar işte. Hemen yargıya müracaat etsinler, bakalım bir suç unsuru bulabilecekler mi?

Ruhat Mengi / VATAN GZT./(22.06.2007)


Konular