Zehirli | Konular | Kitaplar

cehennem hayatı

Kâfirler Cehenneme girmeyecek mi?


Sual: Bir arkadaş milletine hizmet eden bütün kâfirler Cehenneme girmez dedi. Yanlış değil mi?

CEVAP
Müslüman olmayanların yani bütün kâfirlerin Cehenneme gireceğini Allahü teâlâ bildiriyor. Bunu günlük işlerdeki örneklerle açıklayalım: Mesela, Türkistanlı bir Türk Türkiye’ye gelse; Türk vatandaşlığına kabul edilmediği sürece, profesör olsun, Edison gibi bilim adamı olsun, Türk vatandaşına tanınan haklardan faydalanamaz. Mesela oy kullanamaz, milletvekili olamaz. Çünkü T.C. vatandaşı değildir. Vatandaş olmayan, bu haklara sahip olamaz. Allahü teâlâ da Cennete girmek için, mümin olma şartını koymuştur.

Bir Türk resmi dairedeki bir memurun yanına gelip, ona günlerce yardım etse, ay sonunda o Türk’e bir kuruş para verilmez. Halbuki o dairedeki herhangi bir personel, çok az çalışsa, hatta izinli olsa da, ay sonunda maaşını alır. Çünkü bu personelin o dairede kaydı vardır. Başka kimselerin o dairede kayıtları bulunmadığı için, çalışmaları nazarı itibara alınmaz. Mümin olan; suç ve günah işlese de, iman kaydı bulunduğu için Cennete gider. İman kaydı bulunmayan kâfir de, yararlı işler yapsa da Cehenneme gider..

İBN-İ TEYMİYYE VE CEHENNEMİN EBEDİLİĞİ MESELESİ



Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi merhumun, Cehennem azabının kâfir ve müşrikler için ebedi değil geçici olduğunu savunan Kazan´lı Musa Carullah Bigiyef´e[1] reddiyesinden[2] sonra bu batıl davanın Kur´an ile temellendirilmesinin mümkün olmadığı, en küçük bir şüpheye mahal bırakmayacak tarzda tescillenmişti.[3]

Ancak mezkûr reddiye, bütün ihtişam ve nefasetine rağmen, Cehennem azabının kâfir ve müşrikler için ebedi olmadığını savunanların ileri sürdüğü merviyyat üzerinde ?son derece isabetli tesbitler sunmakla birlikte? alabildiğine kısa durduğu için, meselenin bu yönü bakımından takviyeye muhtaçtır. Hemen aşağıda değinileceği üzere konunun bu yönünü de Muhammed b. İsmail es-San´ânî, Ref´u´l-Estâr isimli eseriyle büyük ölçüde ikmal etmiştir..

Bu yazının amacı ise, İbn Teymiyye ve İbnu´l-Kayyım´ın, kâfir ve müşrikler için Cehennem azabının ebedi olmadığı görüşünü benimseyip benimsemediği tartışmasını bir sonuca bağlamaktır.[4]

İbn Teymiyye ve İbnu´l-Kayyım´ın konuyla ilgili görüşü

"İbnu´l-Vezîr" diye bilinen, el-Avâsım sahibi Muhammed b. İbrahim el-Yemânî[5], Sübülü´s-Selâm sahibi Muhammed b. İsmail es-San´ânî[6] ve Zâhid el-Kevserî, kâfir ve müşrikler için Cehennem hayatının sonsuz olmadığı görüşünü İbn Teymiyye ve İbnu´l-Kayyım´a nisbet etmiştir.[7]

Cehennem

Kelime olarak "derin kuyu" anlamına gelen cehennem, ahirette kafirlerin sürekli olarak, günahkar müminlerin de günahları ölçüsünde cezalandırılmak üzere kalacakları azap yeridir. Kur'an'da cehennem için yedi isim kullanılmıştır: Cehennem (derin kuyu), nar (ateş), cahîm (son derece büyük, alevleri kat kat yükselen ateş), haviye (düşenlerin çoğunun geri dönmediği uçurum), saîr (çılgın ateş ve alev), leza (dumansız ve katıksız alev), sakar (ateş), hutame (obur ve kızgın ateş). Bazı bilginler bu yedi ismin, cehennemin yedi tabakası olduğunu ileri sürmüşlerdir.

Cehennem ve oradaki hayat, Kur'an-ı Kerîm'de şu şekilde tasvir edilir: