Zehirli | Konular | Kitaplar

islam alemi

ZAHİR İLE BATIN ÇATIŞIR MI?

İslâm tarihinin belli dönemlerinde, İslâm’ın zahirî hükümlerini öğreten medrese ile, batınî edebini öğreten tasavvuf ehli arasında tartışmalar yaşanmış, bazen de haksız yere birbirlerini incitmişlerdir. Günümüzde de benzer tartışmalara rastlamak mümkündür. Her ki grup da haklı olduklarını ve bunu din adına yaptıklarını söylüyorlar. Eğer her iki grup da haklı ise bu çekişmenin sebebi ne olabilir?

Bugüne değin Ehl-i Sünnet çizgiden kopmamış zahir ehli ile batın ehli arasında olagelen çekişmeler iyi incelenirse görülecektir ki, birbirine zıt olan ve çekişen dinin zahir ile batın ilmi değil, bu ilimlere sahip olduklarını söyleyen bazı kimselerin ıslah olmamış nefisleridir.

Bazıları zahir ilmi ile batın ilmini ayrı düşünür, ikisini birbirine zıt görür, bunun için batın ilminin reddedilmesi gerektiğini söyler. Bazıları da asıl olanın batın ilmi olduğunu, zahirin şekil, resim ve temsilden ibaret bulunduğunu, zahirdeki ilim ve ibadetlerin ancak avam halkı ilgilendirdiğini, hali ileri ve yüksek olanların bu tür sorumluluklardan kurtulduğunu söyleyerek dinin temelini oluşturan zahiri ilimleri ve amelleri terk eder. Üzülerek belirtelim ki, her iki grup da İslâm aleminde büyük fitne ve yıkıma sebep olmuşlardır.

Birinci grup Kur’an ve Sünnet üzere kurulu tasavvufu inkâra kalkmış, ikinci grup ise tasavvufu kötü emellerine malzeme yapmıştır.

İslam’a göre İsa-Mesih yeniden dünyaya dönecek mi?

İslâm inancına göre ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem ile başlayan risalet görevi, son peygamber Hz. Muhammed'in gelişiyle noktalanmıştır. Bütün peygamberler, gönderildikleri toplumları tevhîd inancına çağırmışlar; kendilerinden sonra gelecek Allah elçilerinin da'vetine de uymayı tavsiye etmişler, dolayısıyla ahlâklı ve erdemli bir toplum oluşturabilmenin çabası içine girmişlerdir, işte Hz. İsa, her ne kadar risalet görevi çok kısa sürse de, bu çabayı gösteren Peygamberlerden birisidir.

ESHÂB-I KİRAM (Aleyhimürrıdvan)

SUAL : Asırlardır ittifak halinde bütün İslâm âlemi, “Elhamdülillahi Rabbilâlemine, vessalatü vesselâmü alâ Resulina Muhammedin ve alâ alihi VESAHBİHİ ECMAÎNE” ifadesiyle sahâbe-i kirâmın cümlesine salât ve selâm edildiği halde son zamanlarda birçok Eshâb-ı güzîne, hattâ aşere-i mübeşşereye dil uzatılıyor. Bu nasıl olur, istisnasız ECMAÎN lafzıyla salât ve selâm edilen sahâbe-i kirâmın hepsi temiz değil midir?

CEVAB : Ehl-i sünnet ve cenmaat itikadına göre, istisnasız bütün sahâbe-i kirâm tertemizdir. Allahü teâlânın ve Resul-ü Ekrem sallahü aleyhi ve selemin onları övdüğü gibi övmek her müslümanın başta gelen vazifesidir. (İmâm-ı Gazâli İhyâ C. 1)