Ölü için devir ve iskat
Âlimler, Kitap ve Sünnete dayanarak iskatın hükmünü bildirmişlerdir. Mesela Nur-ül-izah, Haşiye-i Tahtavi, Halebi, Dürr-ül-muhtar, Mülteka, Dürr-ül münteka, Vikaye, Dürer, Cevhere ve Birgivi vasiyetnamesi şerhi gibi kıymetli kitaplarda, ölü için iskat ve devrin gerektiği bildirilmektedir.
Tahtavi haşiyesinde buyuruluyor ki: (Bir kimsenin, kaza edemediği namazlarının iskatının yapılması için bütün âlimlerin sözbirliği (icma) vardır. Namazın iskatı olmaz demek çok yanlıştır. Çünkü bu hususta mezheplerin sözbirliği vardır. [Nesâî’deki] hadis-i şerifte (Bir kimse, başkası yerine oruç tutamaz ve namaz kılamaz. Ama onun orucu ve namazı için fakir doyurur) buyuruldu.) [s.356] Nimet-i İslâmdaki bu hadis-i şerif, Dürer’de de mevcuttur.
Görüldüğü gibi, iskat Kitap ve Sünnette vardır. Ancak, iskatın hükmü Kur’an-ı kerimden açıkça anlaşılmadığı için, âlimler, istinbat yolu ile çıkarmışlardır. Âlimlerin bu yol ile çıkardığı hükümlere Kıyas-ı fukaha denir. Kıyas-ı fukahayı inkâr edene mezhepsiz denir.
Mecmaul-enhür’de diyor ki: (Nefsine ve şeytana uyarak namazlarını kılmamış, ömrünün sonuna doğru buna pişman olup kılmaya ve kaza etmeye başlayan kimsenin, kaza edemediği namazlarının iskatının yapılması için vasiyet etmesi caizdir.) (Müstasfa)
Oruç, namaz, zekât borcundan başka, kul hakları, ödenecek borçlar, emanet, hırsızlık, dövmek, sövmek, alay, iftira, gıybet gibi hakların da iskatı yapılır. (Cila-ül-kulub)
Bazı din cahilleri, iskatı kabul ediyorlar, fakat iskat devri için, (Parayı, bir başka fakire hediye etmekle iskat nasıl yapılır, kim kandırılıyor?) diyorlar. İbni Abidin hazretleri buyuruyor ki: (Bir kimse, zekâtını fakire verse, fakir de zekâtı aldıktan sonra, getirip zengine hediye etse, zekât verilmiş olur.) [Zekât bahsi]
İskat işinde de, fakirin parayı, gönlü ile hediye etmesi gerekir. Gönlü ile hediye ederse, (Kimi kandırıyor?) denilemez. Herkes mülkünü dilediğine hediye edebilir. (Hidaye)
Bugün çok yerde iskat işleri dine uygun yapılmadığı gibi, zekât da ekseriya dine uygun verilmemektedir. Dine uygun verilmediği için “zekât kaldırılmalı” denilemeyeceği gibi, uygun yapılmadığı için de “iskat kaldırılmalı” denilemez. Dine uygun olarak nasıl yapılacağı bildirilir.
Bazı mezhepsizler “Orucun iskatına dair ayet vardır. Bekara suresinin (Hasta veya yolcular, tutamadığı günler kadar, diğer günler oruç tutar. [Yaşlılık veya şifa ümidi kalmamış hastalık gibi devamlı mazereti olup da] oruç tutmaya güçleri yetmeyenlerin bir fakir doyumu fidye vermeleri gerekir) mealindeki 184. ayeti, oruç iskatının gerektiğini emrediyor. Ancak namaz için böyle bir ayet yok” dedikleri halde, samimiyetsiz oldukları için, hiçbir mezhepsizin oruç için fidye verip iskat yaptığı ve oruç iskatını dahi tavsiye ettiği görülmemiştir. (Yarın devir nasıl yapılır?)
Devir ve iskat nasıl yapılır?
Ölü için yapılan iskatta, bir fakire nisaptan fazla verilebilir. Hatta, altınların hepsi, bir fakire verilebilir. Diyelim ki bir ölünün iskatı 25 kilo altın tuttu hepsi bir fakire verilse iskat yapılmış olur. Bu kadar altını bulmak zor olacağı için âlimlerimiz devir yolunu bildirmişlerdir. Bir yerden bir kilo altın ödünç alınır. Bir fakirle 25 kere devir yapılır veya 25 fakir bulunur, bir kere vermekle tamam olur.
Bütün namazlarının iskatı için vasiyet eden ölünün hiç malı yoksa veya üçte biri, vasiyete yetişmiyorsa veya hiç vasiyet etmemiş olup, veli kendi malı ile iskat yapmak isterse devir yapar. Fakat veli devir yapmaya mecbur değildir.
Bir aylık namaz iskatı için, beş altın lira veya 36 gram bilezik verilir. Bir senelik iskat için 36 x 12 = 432 gram bilezik gerekir.
Namaz kılmadığı yıllar x bir yıllık altın sayısı = fakir sayısı x bir fakire verilen altın sayısı x devir sayısıdır. Mesela, ölü 69 yaşında bir kadın ise, 60 senelik namaz iskatı için, 60 x 432 = 25920 gram altın, yani 25 kg ve 920 gram altın bilezik vermek gerekir. Bu kadar altını bulmak zor, hatta imkansız olacağı için devir yapmak gerekiyor. Elimizde 100 gram altın var ise, bir fakire 259 defa verip geri almak gerekir. Elimizde 1 kg altın var ise, 26 defa verip geri almak gerekir. Devire oturan fakir sayısı 26 ise, bir devirde namaz iskatı verilmiş olur. Fakir sayısı 13 ise iki devir yapmak gerekir.
Ölünün velisi, veya varislerinden biri veya bunlardan birinin vekil ettiği kimse, (Merhum .................. nin namaz iskatı için, bedel olarak, bu beş altını sana verdim) diyerek, beş altını birinci fakire sadaka niyet ederek verir. Sadakayı fakire verirken (hediye ediyorum) denmez. Sonra fakir, (Aldım, kabul ettim. Sana hediye ediyorum) diyerek bunu varise veya varisin vekiline hediye eder. O da teslim alır. Sonra, yine buna veya ikinci ve diğer fakirlere verir ve hediye olarak ondan geri teslim alır.
Bir aylık Ramazan orucu iskatı yaklaşık 1 altındır. 60 yıllık iskatı ise 60 x 7.2 = 432 gr bilezik eder.
Veli, altınları fakirlere her verişte, namaz veya oruç iskatı diye niyet etmelidir. Fakir de, veliye geri verirken, hediye ediyorum demeli ve veli teslim aldım demelidir. Veli, fakire verirken, (Falancanın şu kadar namazının iskatı için, şu altınları sana verdim) demesi lazımdır. Fakir de, (Kabul ettim) demelidir ve altınları alınca, kendinin mülkü olduğunu bilmesi lazımdır. Bilmiyorsa önceden öğretilmelidir. Bu fakir de lutf edip, kendi isteği ile (Falancanın namazının iskatı için, bedel olarak şunu sana verdim) diyerek başka fakire verir. O fakir de, eline alıp, (Kabul ettim) demelidir. Alınca, kendi mülkü olduğunu bilmelidir. Emanet, ödünç gibi alırsa devir kabul olmaz. Bu ikinci fakir de, (Aldım, kabul ettim) dedikten sonra, (Aynı şekilde sana verdim) diyerek üçüncü fakire verir. Böylece namaz, oruç, zekat, kurban, sadaka-i fıtr, adak ve kul hakları, hayvan hakları için devir yapmalıdır. Yemin ve oruç kefaretleri için devir yapılmaz.
Ondan sonra, altınlar hangi fakirde kalırsa, lutf edip, arzusu ve rızası ile, veliye hediye eder. Veli alıp, kabul ettim der. Eğer fakir hediye etmezse, kendi malıdır, zor ile alınmaz. Veli bir miktar altını veya kâğıt para veya ölünün eşyasından bu fakirlere verip, bu sadaka sevabını da ölünün ruhuna hediye eder.
28022002
İskat konusunu
İskat konusunu araştırdım herkes bir şeyler söylüyor.Mantık dairesine uygun göremedim. Bu yaptığınız kandırmaca değil mi?. Kim kimi kandırıyor.
Allah(c.c) herkesi affeder.
10.01.2009 - misafir