Zehirli | Konular | Kitaplar

İlim, amel ve ihlâsın önemi

İhlâs, gerek beden ile, gerek mal ile yapılan farz veya nâfile bütün ibâdetleri, Allah rızası için yapmaktır. Mal, mevki, saygı, şöhret kazanmak için yapılan ibâdette ihlâs olmaz, riyâ olur. Böyle ibâdete sevap verilmez. Günah olur, azaba layık olur. Haram işleyenlerle, bid’at ehli ile, kâfirlerle, arkadaşlık, komşuluk edenlerin ihlâsları kalmaz. Her işte Allahü teâlânın rızasını gözetmeli, kötülükleri gizlediği gibi, iyilikleri de gizlemeli, övülünce sevinmemeli, kötülenince üzülmemelidir.

İmam-ı Rabbanî hazretleri, sonsuz kurtuluşa erişmek için ilim, amel ve ihlasın şart olduğunu bildiriyor. Bunlardan birisi olmazsa, diğerlerinin kıymeti olmaz. Yani ilimsiz amel, ihlaslı da olsa kıymetli olmaz. Çünkü ilmi olmadığı için yaptığı kötü bir şeyi Allah rızasına uygun zanneder. İlimle işlenen amelde ihlas yoksa, yine o ibâdet kıymetsizdir. İlim ve ihlas olsa, amel olmazsa, zaten ortada yapılan bir şey yoktur. İlim ve ihlasla yapılan amel, imanın parlayıp kuvvetlenmesine sebep olur. Buyuruldu ki: Âlimler hariç, insanlar helak olabilir. İlmiyle amel edenler hariç, âlimler de helak olabilir. İhlas sahipleri hariç, ilmi ile amel eden âlimler de aldanabilir. Kur’an-ı kerimde, salih [ihlaslı] amel övülüyor. Salihler için de buyuruluyor ki: (Onlar, kendi canları çekerken yemeği yoksula, yetime ve esire yedirirler. Biz bunları Allah rızası için veriyoruz; sizden ne bir karşılık ne de bir teşekkür bekliyoruz” derler.) [İnsan 8,9]

İhlâssız amel içi boş çekirdeğe benzer. Ahirette herkese, bunu niçin yaptın diye sorulacak. Cevabı Allah için olanlar kabul edilecek, diğerleri atılacaktır. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:

(Allahü teâlâ, ancak ihlâsla yapılan ameli kabul eder.) [Dâre Kutnî]
(İhlasla namazını kılıp, zekâtını verenden Allah razı olur.) [İbni Mace]
(Kırk gün ihlasla ibâdet edenin, kalbinden diline hikmet pınarı akar.) [Ebuş-şeyh]
(Haramlardan kaçıp, ihlasla, “la ilahe illallah” diyen Cennete girer.) [Hatib, Bezzar]

(İhlas ile amel etmek, az da olsa yetişir.) [Hakim]
(Sabırlı ve ihlâslı olanlar, hesaba çekilmeden cennete girer.) [Taberânî]
(İhlaslılara müjdeler olsun. Onlar fitne karanlıkları içinde, parlayan ışıklardır.) [E. Nuaym]

(Cennetin güzel köşkleri, Allah rızası için birbirini sevenler içindir.) [Ebuş-şeyh]
(Allah rızasından başka maksat için ilim öğrenen veya ilmini dünya menfaatine alet eden, cehennemdeki yerine hazırlansın!) [Tirmizî]

(İbadetine riya karıştırana [ihlası noksan olana] ahirette “git sevâbını ondan iste” denir.) [İ. Mâce]

(Sırf Allah rızâsı için, arkadaşını veya bir hastayı ziyaret eden için, Allahü teâlâ buyurur ki: Ne güzel ettin. Cennette kendine bir köşk hazırlamış oldun.) [Buhârî]
(Kim Allah için yenerse gazabını, Allah da, ondan def eder azâbını.) [Taberani]
(Allah rızası için affedeni, Allahü teâlâ yükseltir.) [Müslim]
(Sabırlı ve ihlâslı olanlar, hesaba çekilmeden cennete girer.) [Taberânî]

İmanla ölenin günahı dağlar kadar da olsa, sonunda Cennete gider. Ancak, (Cennete gitmek için iman şart, amel şart değil) diyen kimse, ibâdet etmezse, işlediği günahlar kalbini karartır ve imanı gidebilir. Çünkü iman, muma benzer, ibâdetler mum etrafındaki fener gibidir. Mum ile birlikte fener de, İslâmiyettir. Fenersiz mum çabuk söner. İmansız, İslâm olamaz, İslâm olmayınca, iman da yoktur.

28042003