Zehirli | Konular | Kitaplar

Hasan Çalışkan

İSLAM’IN KADINA BAKIŞI

İslam’a göre kadın ve erkek bir bütünün iki parçası gibidir. Birbirlerini tamamlarlar. Tabii ki; bu meşru tamamlanma evlilikle gerçekleşir. Kadın ve erkek bir bütünün öyle iki parçasıdır ki, biri olmadan diğeri olmaz. Öyleyse birisi ne kadar gerekli ise öbürü de o kadar gereklidir.

Allah (cc), Kur'an-ı Kerim'de yine bazı ayetlerde her şeyi çift olarak yarattığını bildirir. Yani Allah'tan başka her şey çifttir. Bu, Allah'tan başka her şey eksiktir anlamına da gelir. Çünkü O'nun dışında tek başına tam olan bir şey yoktur. Dünyadaki her nisbî, yani göreli bütünü, iki yarım parça tamamlar. Bir defa her maddenin atomu, yani zerresi, birbirini tamamlayan proton ve nötron ikilisinden oluşur. Bütün canlılarda, bir erkek, bir de dişi vardır. Bitkiler de erkekli dişilidirler. Erkek çiçeğin polenleriyle döllenmeyen dişi çiçek meyve vermez. Elektrik bile erkekli dişilidir. Pozitif ve negatif bunu anlatır. Birisi olmadan diğeri bir işe yaramaz. Birinin varlığı öbürüne bağlıdır.

MÜSLÜMAN HANIMIN KIYAFETİNİN ÖZELLİKLERİ


İslâm'a göre kadının yabancı erkeklerle olan ilişkilerde giydiği elbisenin taşıması gereken özellikleri şöylece sıralayabiliriz:

1. Kadının kıyafeti; genel olarak (el ve yüz dışında) bütün vücudu örtmesi gerekir. Giyilen örtü; saçları da içine alacak şekilde bütün vücudu kapamalıdır. Vücudu, el ve yüz dışında hangi elbise kapatıyorsa, ismi ne olursa olsun kadın onu giyebilir.

2. Elbise vücut hatlarını belli etmeyecek şekilde bol olmalıdır. Kadının dar elbise giymesi dinimizce yasaklanmıştır. Vücut hatlarını belli eden dar elbiseler giyen kadınların "giyinik çıplak" ve "cehennemlik" olduğunu Peygamberimiz hadisinde haber vermektedir.

Şu hususu belirtmeliyiz ki haram olan dar giysiden kastımız giyilen dış elbisenin dar olmasıdır. Bunun dışında, bol pardesü ve çarşafın altına giyilen, büluz ve gömleklerin dar olmasında sakınca yoktur. Önemli olan dar bir kıyafetle dışarı çıkmamak ve erkeklere karşı, dar giysilerle vücudu teşhir etmemektir.

ÇEVREYE Mİ YOKSA ALLAH'IN DİNİNE Mİ UYACAĞIZ?

Çevrem Ne Der?’ Hastalığı

Allah'ın örtünme emri karşısında, kendisine sorumsuzca söylenen bir takım sözleri referans eden kimi kişilerden hemen şu sözü duyarsınız. "Bu devirde, bu zamanda böyle giyilir mi? Zaman sana uymazsa, sen zamana uyacaksın. Çevrem böyle giymeme izin vermez."

Önce bilinmelidir ki Müslüman; yaşayışını, kıyafetini çevreye veya zamana göre değil, Allah'ın nizamına uyduran kişidir. Müslüman, sırtını zamana değil, Allah'a dayayan kişidir.

İnanan bir kişiysek, bizim hayatımıza yön verici olarak çevreyi, zamanı değil de İlahî Nizamı ölçü kabul etmeliyiz. İnanan insan için "çevre/zaman" gibi unsurlar bağlayıcı olamaz. İnançlı kadın, zamanın ve çevrenin dışlaması diye bir şeyi kabul etmez. Onun istediği tek şey Allah'ın hoşnut olmasıdır.

"Çevrem böyle istiyor" endişesi, bir mazeret sayılamaz. "Çevrem ne der" düşüncesiyle Allah'ın yasakladığı biçimde davranmak, o kişideki İslâmî inancın yeterince gelişmemiş olduğunu ortaya koyar.

Elbette, böyle düşünen insanlarımız da yanlış yönlendirmeye maruz kamış, gerçekte iman sahibi kişiler olabilirler. Bu yüzden, karşımızdaki insanı suçlama şeklinde değil de doğru olanı, en güzel bir üslupla anlatmalıyız.

MÜSLÜMAN HANIM NİÇİN ÖRTÜNÜR

Sahabe Hanımların Örtünme Hassasiyeti;

Yaz mevsimi, kimileri için açılıp saçılma mevsimi olarak algılanıyor. Ama yine bazı hanımlar, Allah'ın tesettür emri gereği, yakıcı sıcaktan tesettürün serin iklimine koşacaklar. Ve bu esnada bitmeyen tesettür tartışması, yine bütün hızıyla devam edecek.

Merak edenler için kısaca örtünmenin nereden çıktığını hatırlatmakta faydalar vardır.

Müslüman kadınlara örtünme emri, Hicrî 4. yılda (Miladî 624) Zilkâde ayında farz kılındı. Tesettür ayetleri inzal olunca, Peygamberimiz, tesettür ayetini sahabeye bildirdi. Sahabeler tesettür emrini evlerindeki kadınlarına, kızlarına ilettiler. Ve Müslüman kadınlar evlerinde buldukları kumaş parçalarına örtü yaparak büründüler.
O dönemde müslüman kadınların tesettüre nasıl sarıldığını Hz. Aişe validemiz şöyle anlatıyor:

"Vallahi ben, Allah'ın kitabı Kur'an’ı tasdik, onun indirdiğine iman bakımından Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim. Nur Suresi’ndeki örtünme ayeti inince, erkekleri kendilerine varıp Allah'ın indirdiği ayetleri okumağa başladılar. Herkes bu emirleri zevcesine, kızına, hemşiresine ve bütün yakınlarına okuyordu. Kadınlardan hiçbiri istisna edilmemek şartıyla Allah'ın Kur'an’ında indirdiği emirlere uyarak, yünden ve pamukludan mamül örtülerine büründüler.