Zehirli | Konular | Kitaplar

İyi anlaşılamayan sualler

Gazetede çıkan aşağıdaki sual ve cevaplar, bazı okuyucularımız tarafından iyi anlaşılmamıştır.

Sual: Maliki’yi taklit eden, öğleyi asrı evvele kadar kılamazsa, tekrar Hanefî’yi taklit edip öğleyi asr-ı evvelde kılsa câiz olur mu?

CEVAP: Caiz olur. Açıklaması şöyledir:

Öğle namazı, ikindi ezanı okununcaya kadar kılınamazsa kazaya kalır. Ancak İmamı a’zam hazretlerine göre, ikindi vakti, bugünkü ikindi ezanlarından çok sonra giriyor. [Yazın 72 dk, kışın 36 dk sonra giriyor.] Yani şimdi ikindi ezanları okunurken, öğle vakti henüz çıkmamış, ikindi vakti de girmemiş oluyor. Öğle namazı, bu vakitte kılınınca vaktinde kılınmış oluyor. Bu vakte (Asrı evvel) deniyor. İmam-ı a’zam hazretlerinin bildirdiği ikindi vaktine (Asrı sani) deniyor.

Demek ki, trafik sıkışıklığında kalmak, imtihanda olmak, namaz kılacak yer veya abdest alacak su bulamamak, unutmak gibi herhangi bir mazeretle öğleyi vaktinde kılamayan, asrı evvelde kılarsa, İmam-ı a’zam hazretlerine göre vaktinde kılmış olur.

Maliki, Hanefi veya Şafii olan kimse, bu kavle uyarak, öğleyi birinci ikindide (Asrı evvelde) kılarsa, öğleyi kazaya bırakmamış, vaktinde kılmış olur.

İyi anlaşılamayan sual-cevaplardan biri de şudur:

Sual: Eldeki kanamadan dolayı, Maliki’yi taklit edenin, ayağı kanasa, abdesti bozulur mu?

CEVAP: Evet.

Kitaplarda diyor ki: Namaz kılarken semavi [gayr-i ihtiyari yani elinde olmayan] bir özürle abdesti bozulan Hanefi, hemen namazdan çıkar. Maliki’de ise, namazı bozulmaz. O anda özür sahibi olur. Namazına devam eder.

Semavi özürler, Maliki’yi taklit edenin de abdestini bozmuyor. Mesela namazda ishalini tutamasa, çıbanından veya yarasından kan aksa, burnu kanasa, kulağından irin aksa, makattan solucan çıksa, idrarını tutamasa, kadınlardan akıntı çıksa, basurdan kan, fistüllerden, göbekten akıntı çıksa, gaz kaçırsa, yani gelen gazı tutamasa, ağız dolusu kussa, bunlar semavi özür oldukları için, hiç birisi Maliki’yi taklit edenin abdestini bozmaz. Abdesti bozulmadığı için namazına devam eder.
Böyle özürleri olan kimsenin ayağını veya öteki elini bıçak kesip kan çıksa, abdesti bozuluyor, çünkü bu semavi özür olmuyor. Ama ondan sonra ayağından veya öteki yaralı elinden çıkan kanlar, irinler semavi özür halini aldığı için, abdestini bozmuyor.
Bu özürler abdesti bozmuyor ama, çamaşırımıza kan, irin, idrar ve ishal bulaşıyor. Özürle meydana gelen bu necasetlerle kılınan namaz da sahih olur. Çünkü Maliki’de necasetsiz elbise ile namaz kılmak farz değil, sünnettir. Âlimlerimizin bildirdiğine göre, unutup necasetli elbise ile namaz kılan, namazdan sonra, necasetli elbise ile namaz kılmış olduğunu görse, o namazı iade etmeyip, (Bu namazı Maliki’ye göre kıldım) demekle namazı sahih olur. Bu ruhsatlardan faydalanmamak takva ve azimet olmaz. Aksine Allahın rahmeti olan nimetleri tepmek olur. Çünkü Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Seferde [sıkıntı içinde] oruç tutmak takvadan sayılmaz.) [Buhârî]
(Seferi iken [sıkıntı içinde] Ramazan orucunu tutan, mukimken oruç yiyen gibidir.) [Nesâî]

(Ruhsatlardan faydalanmayan, Arafat dağı kadar günah işlemiş olur.) [Taberânî]
Bir ayet meali: (Allah size kolaylık ister, zorluk istemez.) [Bekara 185]

20/01/2002