Zehirli | Konular | Kitaplar

BİDAT NEDİR?

Peygamberimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) zaman-ı saa­detinden uzaklaştıkça sünnetler örtülmekte, yalanlar çoğaldığı için bid'at yayılmaktadır. Bid'ati yaymak, din-i islâmı yıkmak­tır. Bid'at çıkarana ve işliyenlere hürmet etmek, onları büyük bilmek, İslâmiyetin yok olmasına sebep olur. Hadis-i şerifde (Bid'at işliyenlere büyük diyen, müslümanlığı yıkmağa yardım etmiş olur.) buyurulmuştur. Bunun ne demek olduğunu iyi düşünmelidir. Bir sünneti meydana çıkarmak ve bir bid'atı ortadan kaldırmak için son gayretle çalışmak lâzımdır. Her zaman hele müslümanlığın çok zaiflediği bir zamanda, İslâmiyeti kuvvetlendirmek için sünnetleri yaymak ve bid'atleri yıkmak lâzımdır. İmâm-ı Rabbani Hazretleri hiç bir bid'atde güzellik görmemiş ve hepsini karanlık ve bulanık bulmuştur. Zira Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" (Bid'atlerin hepsi dalâletdir, yoldan çıkmakdır) buyurdu. Bugün cehennem­den kurtulmanın tek şartı sünnete yapışmak ve bid'atlerden kaçınmaktır.

İşlenen bid'atlerin herbiri İslâm binasına vurulan bir kazma gibidir. Çoğaldıkça tahribatı fazla olacakdır. Sünnetler ise karanlık gecede yol gösteren parlak yıldızlar gibidir. Tâbi olan, yolunu bulur ve kurtulur.

Peygamberimiz "sallallahü aleyhi ve sellem" (bid'at sahibi olanlara [yani Peygamberimizin zamanında ve onun dört halifesi zamanlarında bulunmayıp da, dinde sonradan meydana çıkarı­lan, uydurulan sözleri, yazıları usûl ve işleri, ibâdet olarak yapanlara ve yaptıranlara] hürmet eden, dirilerini ve ölülerini medh eden, bunları büyük bilen, din-i islâmı yıkmağa, dünyadan kaldırmaya yardım etmiş olur) buyuruyor.

Din-i İslâm bize dört vesika ile gelmişdir. Bu dört vesikaya (Edille-i Şer'iyye) denir. Kurân-ı kerîm, Hadis-i şerifler, İcmâ-i ümmet, Kıyas-ı Fükahâ. Bunların dışında kalan her şey bid' atdir.

Kâfirlerin yaptığı, kullandığı şeyler iki kısımdır.

Biri âdet olarak, yani her kavmin, her memleketin âdeti olarak yaptığı şeylerdir. Bunlardan haram olmayıp, insanlara faideli olanları yapmak ve kullanmak günah değildir. Çatal, kaşık kullanmak, yemeği masada yemek ve bıçak ile dilimlere ayırmak ve çeşitli eşya ve âletleri kullanmak hep âdete bağlı şeyler olup mubahdır­lar. Bunları kullanmak bid'at olmaz, günâh olmaz. Resûlullah ''Sallallahü Aleyhi ve Sellem" papazlara mahsus ayakkabıyı kullanmışdır. Bunlardan faideli olmayanları, çirkin ve mezmûn olanları kullanmak ve yapmak haram olur. Fakat iki müslüman bunlan kullanınca (Âdet-i İslâm) olur ve üçüncü kullanan müslümana haram olmaz. Birinci ve ikinci müslüman günahkâr olursa da başkaları olmaz.

Kâfirlerin kullandıkları şeylerin ikinci kısmı, ibâdet olarak yaptıkları ve kâfirlik alâmeti olan ve İslâmiyeti inkâr etmek ve inanmamak alâmeti olan, tahkir etmemiz vacip olan şeylerdir. Bunları yapan ve kullanan kafir olur.

Kaynak: Bir Bilene Soralım, Cilt 1